Translate

26 Aralık 2014 Cuma

Yeni Türk Ticaret Kanunu Açısından İçsel Fonlarla Sermaye Artırımı

01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun(TTK) 462. maddesi iç kaynaklardan sermaye artırımı konusunu düzenlemiştir. 
Bu maddeye göre,
Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş  yedek  akçeler ile 
  • Kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları,
  • Mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar
Sermayeye dönüştürülerek, sermaye iç kaynaklardan artırılabilmektedir.
Aynı maddenin 3. Fıkrası gereğince, bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamamaktadır. Ancak bu fonların sermayeye ilavesi ile birlikte fazladan yapılacak sermaye artırımlarında taahhüt yoluyla birlikte sermaye artırımı yapılabilmektedir.
Bununla birlikte, TTK’ nın 376. Maddesinde sermayenin kaybı ve borca batık olma durumu izah edilmiştir. 376. maddenin 1. Fıkrası uyarınca, son yıllık bilânçodan sermaye ile kanunî yedek akçeler toplamının yarısının zararlar sonucu karşılıksız kaldığının, yani yitirilmiş bulunduğunun anlaşılması halinde, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırmak ve uygun gördüğü gerekli önlemleri kurula sunmak zorundadır. Hükmün uygulanabilmesi için, kanunî yedek akçeler dışındaki açık yedek akçelerle de zararın kapanmamış olması ve arta kalan zararın sermaye ile kanunî yedek akçeler toplamının yarısını geçmesi gerekmektedir.
TTK’nin 462. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince, sermayenin artırılan kısmını iç kaynaklardan karşılayan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğu, onaylanmış yıllık bilanço ve yönetim kurulunun vereceği açık ve yazılı bir beyanla doğrulanmalıdır. Bilanço tarihinin üzerinden altı aydan fazla zaman geçmiş olduğu takdirde, yeni bir bilanço çıkarılması ve bunun yönetim kurulu tarafından onaylanmış olması gerekmektedir.
Anonim ve limited şirketlerin sermaye artırımı işlemlerinde ve özellikle TTK’nin 462. maddesi uygulamasında ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün 23.01.2013 tarih ve 67300147.431.04/548 sayılı genelgesinde de belirtmiş olduğu üzere, sermaye artırımının sadece iç kaynaklardan yapılması durumunda, artırımın tescil edilebilmesi için, şirketin özvarlığı da tespit edilmek suretiyle şirket sermayesinin, TTK 376. Madde hükümleri dikkate alınarak, karşılıksız kalıp kalmadığına, sermayenin hangi oranda korunduğuna ve iç kaynaklardan artırılan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğuna ilişkin Yeminli Mali Müşavir veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavir raporunun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, şirket sermayesinin öz varlık içerisinde korunduğunu, iç kaynaklardan karşılanan tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğunu doğrulayan yönetim kurulunun açık ve yazılı beyanı ile genel kurul tarafından onaylanmış yıllık bilançonun, bilanço tarihinin üzerinden altı aydan fazla zaman geçmiş olması halinde ise yönetim kurulu tarafından onaylanmış ara bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesi durumunda ise, söz konusu raporlar aranmadan işlem yapılması gerekmektedir.
Dolayısıyla, şirketin içsel fonlar ile sermaye artırımı gerçekleştirebilmesi için özvarlığını koruması ve iç kaynakların artırılan tutarının şirket bünyesinde gerçekten var olması gerekmektedir. İlgili tespit işlemine dair yetkili meslek mensubunca düzenlenmiş rapor veya yönetim kurulunun açık ve yazılı beyanı dışında yapılacak artırım işlemleri hukuken geçersiz olacaktır.